9 Temmuz 2015 Perşembe

Yeteneksiz İnsan Yoktur.

Henüz 20'li yaşlarında genç biriydi Nevzat. Siyah saçlı mavi gözlü, zayıf bir gençti. Lise hayatına son verip ailesinden izin alarak İstanbul'da ki amcasının çiftliğine tatile gelmişti. Çiftlikte bir süre kalınca, buranın yaşamından zevk alamadığını anlayarak kendisine bir ev tutturmuştu. Ev kirasının yüksek olmasından dolayı ücreti yüksek ve rahat çalışabileceği bir iş arıyordu. O gün akşam amcasının çiftliğine kapısını çaldı. Amcası onu içeriye alarak yanan şöminenin dibinde iş konusunda derin bir sohbete daldılar.

- Pekala Nevzat! Bundan böyle işlerini aksatmadan yapacaksın. O Evin kirasını ödeyeceksin. Buraya seni öylesine konaklayasın diye getirmedim değil mi?

- Amca neden kızıyorsun ki? İstanbul'da iş bulmak zor bir şey değil. Ama benim iş konusunda hiçbir tecrübem yok. Ben senden fikir almak için buraya geldim.

- Çarşıda tanıdığım bir kasap Süleyman var. O yanına çırak arıyordu. Onunla bir görüşeyim bakalım. Duruma göre seni haberdar ederim.

Nevzat amcasından gelecek haberi beklemeye başladı. Evinde geçirdiği zor zamanlarda cebinde üç beş kuruşu ya var ya yoktu. Bir pazar günü sabahı erkenden uyanıp dışarı çıktı. Evin etrafını gezerek hava almaya başlamıştı. O ara uzaktan oturduğu evi iyice bir süzdü. Evin kapısı ve ona güzellik katan rengi kendini etkilemişti. Aniden hayalinde canlandırdığı işi yapmak için çarşıya çıktı. Girdiği bir kırtasiyeden resim malzemeleri alarak evin yolunu tuttu.

Yeteneksiz bir insan asla yoktur bu dünyada. Azim ve inanç olsa dahi her insan yeteneğini ortaya çıkarır ve hayattan bir tecrübe elde eder.

Evin karşısına içeriden bir masa getirerek yerleştirdi ve aldığı büyük kartona manzarayı çizmeye başladı. Bir gün sonra çarşıya çıkarak resim malzemeleri aldığı kırtasiyeye girdi. Kırtasiyenin sahibi Nevzat'ın elinde ki kartonu görünce seslendi O'na...

- Bakar mısın genç adam. Bir sakıncası yoksa elindeki kartona bakabilir miyim?

Nevzat hiç çekinmeden kartonu adama uzattı. Bir süre resme göz atan adam parlayan gözleri ile Nevzat'a baktı.

- Gerçekten resim konusunda yetenekli birine benziyorsun. İsmin nedir senin?

- Nevzat.

- Bak Nevzat. Bu güzelliği bana bir kaç günlüğüne ver. Yarın sabahtan Edirne'de ressamların fuarına gidiyorum. Orada bu manzaraya uzman ressamlarımız bir göz atsın. Beğenirlerse seninle görüşmek bile isteyebilirler.

- Tabi kide. dedi Nevzat. İçinde biraz olsun sevinç uyanmıştı. Belki de ressamlardan birisi bu yeteneği beğenip kendisi ile görüşebilir hatta ona iş imkanı sunabilirdi. Dediği de oldu Nevzat'ın. İki gün sonra Kırtasiyeye uğradığında adam sevinçle yerinden fırlayarak;

- Aslanım benim! Çok şanslısın ki gittiğim fuarda resmin büyük ilgi gördü. Tanıdığımız ünlü ressamlarımızdan birisi seninle görüşmek istedi. Eğer müsait olursan yarın seni ofisine bekliyor.

Nevzat'ın böylesi bir durumda şaşkınlık içinde kalmaması mümkün değildi. Ne diyeceğini bilemiyordu. Kırtasiyeciye bol bol teşekkür ederek yarını beklemeye koyuldu. O gün akşam amcası kapısını çalmıştı.

- Yeğenim. Kasap Süleyman kendisine bir eleman bulmuş. Üzülerek bunu söylemek zorunda kaldım. Senin için başka bir iş bulayım en iyisi.

- Gerek yok amca. Yarın bir Kırtasiyeci ile birlikte ünlü bir ressamın ofisine gideceğiz. Belki bana yanında çalışmam için fırsat sunabilir.

- Bu çok iyi bir haber evlat! Çok sevindim. Hayırlısı olsun.

O günün sabahında Nevzat ve Kırtasiyeci, ünlü ressamın ofisine uğradılar. Ressam hiç lafı geveleyip uzatmadan Nevzat'tan direk yanında çalışmasını istedi. Bu duruma hayli bir sevinen Nevzat isteği kabul etti. Kendi yaptığı tabloyu ressamın da yardımı ile büyük bir miktarda para ile satışa sundular. Bir süre sonra bir Kurmay Albayı tablo için 5000 TL ödeme ile tabloya sahip olmak istedi. Nevzat tablosunu Kurmay Albayına satarak önünde hayatını sürdürebileceği ihtiyacını karşılamış oldu...

Peki; bu kısa öyküden ne çıkartılabilir sizce? İnsanoğlunun inancı ve azmi olduğu sürece yapamayacağı hiç bir yetenek yoktur. Unutmayın; hayat bir mücadeledir. Mücadele etmediğiniz sürece, hiç bir tecrübe elde edemezsiniz. Her geçen zamanınızı iyi değerlendirmekte fayda vardır. İş imkanı konusunda ise; asla umutsuz ve ümitsiz olmayın. Umudun kırıldığı anda size el uzatacak çok insan vardır. Siz yeter ki hayatla mücadele edin...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Lütfen paylaşım hakkında görüşünüzü bizimle paylaşın.